Kalpleri Yumuşacık Yapan Bir Film: Wonder "Mucize"

Filmin kapağını defalarca film sitelerinde gördüm ancak her defasında aşırı dram ya da duygusal içerikli olduğunu düşünerek es geçtim çünkü bu filmler için mod olarak her zaman hazır değilim. Eğer bir instagram sayfasında filmin içinden alınan kısa bir sahneye denk gelmeseydim muhtemelen hiç izlemeyecektim. Ne kadar büyük bir hata yaptığımı filmin sonunda jenerik daha akmadan fark ettim.

Mucize, bugüne kadar izlediğim dram filmleri arasında kalbimi en çok yumuşatan filmlerden biriydi. Ne bahsettiğini kısaca özetlersek, Auggie isimli baş karakterimiz gen bozukluğu nedeniyle yüzünde bir deformasyona sahip bir çocuk. Onun yaşadığı iç psikolojiyi size yaşatabilen bir duyguya kapılmamanız mümkün değil. Yüzünü astronot kaskıyla saklamaya çalışan ve yürürken sürekli yere bakan bir çocuğun büyürken yaşadığı sancılar ve o iç dünyası kulağa oldukça hüzünlü geliyor. Ve inanın öyle. Auggie yine de tüm bunlara rağmen yine de ayakta durabilen bir çocuk. Bu şekilde işlemeleri ilham verici olmuş. Ve her şeyin hiçbir şey yoluna girmeyecekmiş gibi başlayıp sonunda her şeyin yoluna girdiğini görmek hayatın aslında bir gerçeği. İşte filmde izlediğimiz şey filmin başında yemekhanedeki masasında tek başına otururken filmin sonunda onun o kalabalık masasında arkadaşlarıyla gülüp eğlendiğini gördüğümüz o ana kadar gelişen birtakım olaylar. Kimi hüzünlü kimi tebessümlü olaylar.

Onun ve çevresindeki insanların hayatını konu alan bu filmde en çok sevdiğim şey ise Auggie'nin hayatını anlatmasına rağmen filmin tamamen Auggie ile ilgili olmamasıydı. Ekranda sırasıyla isimler çıkıyor ve sırasıyla ablasının, arkadaşının ve ablasının arkadaşının hayatlarında aslında neler olup bittiğini görebiliyoruz. Üstelik aynı sahneler onların bakış açılarının da perdeye yansımasıyla tamamlanıyor. Bir sahnede Auggie'nin annesi ve babası arasında neler konuşulduğunu izlerken, aynı sahneyi kız kardeşi Via'nın bakış açısından izlediğimizde bu sefer Via ve Auggie arasındaki diyaloglara şahit oluyoruz. Burada yönetmene de bir alkış tutmak lazım. Kendisini ve tekniğini pek tanımasam da çektiği filmlerin adını duyurmasından başarılı bir yönetmen olduğunu söyleyebilirim. Adını 2012'de çektiği ve başrolünde Emma Watson'ın yer aldığı "Saksı Olmanın Faydaları" ve 2017'de yönettiği yine Emma Watson'un başrolde aldığı "Güzel ve Çirkin" ile adını duyurmuştu. 2017 yapımı "Wonder(Mucize)" filmi de yönetmenin şaheserleri arasında listenin baş sırasına yerleşebilir nitelikte.

Filme geri dönecek olursak, filmin bu şekilde oluşturduğu akışı sayesinde tüm karakterleri en içeriden tanıyıp kendinizi o ailenin veya o çevrenin bir parçası gibi hissedebiliyorsunuz. Zaten planlanan şey de bu. Bu sayede filmi, tam "aile filmi" dedikleri o çerçeveye sığdırabilmeyi başarmışlar. Onlarla beraber üzülüp onlarla beraber gülebiliyorsunuz. Ve çevresindeki zorbaları görüp film de olsa gerçek hayatta da böyle insanlar olduğunu düşünüp başka diyarlara da dalabiliyorsunuz.

Tanım yapmak gerekirse Mucize, tüm iniş çıkışlarıyla, peşpeşe gelen sevinç ve hüzün dalgalarıyla kendinizi o çevreden biriymiş gibi hissedebileceğiniz sıcacık bir hikaye. Film seyirciyi sonunda coşkuya getirip bitiyor ve suratınızda öylece gülümsemeyle jeneriğe kapılıyorsunuz. İki saat değil beş saat de olsa kendini izletebilen filmlerden.

Ayrıca filmin içinde de çıkarılması gereken birçok ders mevcut. Bir yandan yeni şeyler öğretirken diğer yandan zaten bildiğiniz gerçekleri tokat gibi tekrar yüzünüze çarpıyor. Tokat gibi demek doğru olmaz, nazikçe demek daha doğru. Çünkü tokat bu filmin doğasına aykırı.

Ayrıca film kapağından edindiğim fikir gibi aşırı duygusal ya da romantik bir film değil. Dram olduğu doğru ancak içinizi bayacak türden değil, aksine hüznün yanında sizi sürekli gülümsetmeyi başarabilen bir film.

Eğer film sitelerinde rastlarsanız mutlaka bir şans verin. Belki siz de kendi mucizenizi bulursunuz. :)

Yorumlar